Orhan Gazi'nin Tahta Çıkışı

Osman Gazi'den sonra tahta çıkan Orhan Gazi, küçük yaşından itibaren babasının yanında bir cengaver olarak yetişmişti. Bilim hocası Şeyh Edebali, kılıç hocası ünlü kumandan Akça Koca idi. 1281'de Söğüt'te, Türkmen beylerinden Ömer Bey'in kızı Malhun Hatun'dan doğdu. Tahta çıktığı zaman 40 yaşını biraz geçiyordu ve devlet işlerinde de tam tecrübe sahibi olmuştu. Osman Gazi 1320'den itibaren, hastalığı yüzünden idareyi ve ordunun kumandasını ona bırakmıştı. Orhan Gazi o tarihten önce ve babasının ölümü ne kadar pekçok savaşa katılmış, zaferler kazanmıştı. Pazarları basan Çavdaroğlu oymağını cezalandırmış, Sakarya boylarındaki bazı kaleleri zaptetmişti. 1326 yılında Bursa'nın fethi de ona nasip oldu.

Bursa'nın alınmasın ve Osman Gazi'nin vasiyetine uyularak Bursa'daki manastıra defnedilmesinden sonra, azizler toplandılar, onun mirasını büyük oğlulları Orhan Gazi ve Alaeddin Paşa arasında paylaştırmak istediler. Bu olay Aşık Paşa ve Neşri tarihinde şöyle anlatılıyor:

"... Osman Gazi'nin hiç hazinesi bulunmadı. Fetholunan memleketlerden başka altın ve akçesi yoktu. Sadece Denizli bezinden yapılmış yeni bir sırtak tekelesi (kaftanı), bir yancığı (eyerin yanına asılan torba), bir tuzluğu, bir kaşıklığı, bir sokman çizmesi kaldı. Ayrıca Sultan Öyüğü (Sultanönü)'nde birkaç yüğrük atı, birkaç çift öküzü bulundu. Ama birkaç tavla dolusu iyi cins atlan, birkaç sürü koyunu da vardı ki şimdi Bursa çevresinde yürüyen beylik koyunlarının damızlığı o koyunlardandır."

Orhan kardeşine:
"Ne buyurursun?" diye sordu.
Alaeddin Paşa:
"Bu il'e çobanlık etmeye padişah gerektir ki, bütün reayayı, orduyu görüp gözetsin. Bu atlar, yundlar, koyunlar, hepsi onun olsun. Zira bunlar şahlık esbabıdır. Babam gaza için saklamıştı. Bizim miras edinecek bir şeuimiz yoktur, beylik ise paylaşılmaz." dedi.

Orhan Gazi:
"Öyleyse, ey kardaş, gel, imdi o çoban sen ol" deyince, Alaeddin Paşa'nın cevabı şu oldu:
"Babam sağlığında beyliği sana verdi. Sen dururken bana padişahlık düşmez. Sen benim babam yerine ulu kardaşımsın."

Orada bulunan dervişler ona "aferin" ettiler.

Bundan sonra Orhan Gazi:
"Gel, imdi, bana vezir ol" dedi.

Alaeddin Paşa bunu da kabul etmeyerek Kite Ovası'ndaki Fodra köyünün kendisine verilmesini, bunun ona yeteceğini söyledi. Orhan'da bunu kabul etti.

İki kardeş arasında geçen bu olay, bu anlaşma ve dayanışma, devletin geleceği için çok önemliydi. Tarih boyunca görülmüştür ki, beyliklerin, hanlıkların, hakanlıkların zayıflayıp parçalanmasına taht kavgaları sebep olmuştur. Fakat bey çocukları, han çocukları, padişah çocukları arasında ne zaman dayanışma olmuşsa, devlet kısa zamanda yenilmez güce ulaşmıştır.

Artık Orhan Gazi'nin Osmanlı Devletinde sahne alma zamanı başlamıştır.
 

Çevrimiçi Üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

Yeni Kaynaklar

Geri
Üst Alt