Tarihi Yazılar

Pazırık Kurganı
Pazırık Kurganı, Doğu Altay’da, Balıklıgöl yakınında, Yan Ulağan ırmağının kıyısında küçük bir vadidedir. Burada bugün de Hun Türklerinin torunları yaşıyor. Pazırık vadisinde bulunan kurganlar (Hun büyüklerine ait mezarlar), M.Ö. 4. ve 3. yüzyıllara aittir ve Hun sanatını yansıtan örneklerle, âdetlerini gösteren belgelerle doludur. Bu vadiden başka Berel, Tüketa, Noin-Ula, Başadar, Şibe, Katanda bölgelerinde de bugüne kadar bulunan kurganların sayısı 40’tan fazladır. Ne yazık ki bunların çoğu soyulmuş bulunuyor. Çünkü eski Türkler öteki dünyada hayatın devam ettiğine inanır ve ölen kişi sonraki hayatında faydalansın diye elbisesi, gerekli eşyaları, silâhları, binek atı, at koşumları, kadın hizmetkârları ile birlikte gömülürdü. Ölü...
Bilge Kağan’ın Türk Milletine Nasihatleri
İkinci Göktürk İmparatoru, Büyük Türk Hakanı Bilge Kağan’ın Türk Milletine Nasihatleri isimli bu yazıda, nasihatleri bir araya toplanmıştır. Bilge Kağan’ın Türk Milletine Nasihatleri Ben, hali vakti yerinde bir millete kağan olmadım… Türk milletinin, Türk devletinin adı, sam yok olmasın diye, gece uyumadım, gündüz oturmadım, ölesiye, bitesiye çalıştım. Az milleti çok, aç milleti tok kıldım… Yoksul milleti zengin, tutsak milleti efendi kıldım… Ben, Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağan, bu çağda, tahtıma oturdum. Sözlerimi sonuna kadar dinle, iyi işit! Bütün küçük kardeşlerim, yeğenlerim, oğullarım! Bütün soyum, milletim! Sağdaki Şadapıt Beğler, soldaki Tarkanlar, buyruk beğleri! Otuz Tatar, Dokuz Oğuz Beğleri! Millet! Sözlerimi...
Orhun Anıtları
Orhun Anıtları, yüzyılların ötesinde Türk tarihine ışık tutan, ataların sesini duyuran, vasiyetlerini ulaştıran “Bengütaşlar” Türk kelimesinin milletimiz adı olarak geçtiği ilk Türkçe metinlerdir. Orhun Anıtları Orhun Abideleri, Göktürk imparatorluğu’nun ünlü hükümdarı Bilge Kağan devrinden kalma bengütaşlar (Türk ulularının sözlerini ebedileştiren dikili taşlar)dır. Bengütaşlar, hem maddî hem manevî bakımdan Türk tarihinin en değerli anıtlarıdır. Bu anıtlardaki yazılar “Türk” kelimesinin, Türk milletinin âdının geçtiği ilk Türkçe metindir. Türk edebiyatının ilk şaheseri, Türk yazı dilinin ilk fakat çok işlek bir örneğidir. Şüphesiz daha önceljldevirlerden kalma Türkçe metinler ve hitabeler de vardır. Fakat Orhun Anıtları ve bu...
Göktürk yazısı ve dili
Göktürk yazısı ve dili hakkında bilgiler vermek ve farkındalık yaratmak için bu kısa yazıyı oluşturmak istedik. Okunması temennisiyle. Göktürk yazısı ve dili Orhun alfabesi, eski Türk damgalarındaki şekillerle ve Türkçe kelimelerin anlamlarına uygun olarak icat edilmiş ilk Türk yazısıdır. 725-735 yılları arasında dikilen Orhun anıtlarındaki yazı, bilinen ilk Türk alfabesiyle yazılmıştır. Bu işlek yazının Türkler tarafından çok eski zamandan beri kullanıldığı anlaşılıyor, fakat ne kadar eski olduğu bilinemiyordu. 1970 yılında Esik kurganından çıkarılan gümüş bir tabağın üzerinde bulunan iki satırlık yazının Türkçe ve Orhun harfleriyle yazılmış olduğu görüldü ve Türklerin bu yazıyı M.Ö. 5. yüzyıldan beri kullandıkları anlaşıldı. Orhun...
Attila'nın Ölümü
Attila'nın Ölümü Gökyüzünde yaş yağdıran bir bulut Güneş yaslara bürünmüş batıyor. Altın, gümüş ve çelikten bir tabutta Hun güneşi yatıyor. Attila'nın Ölümü Attila, İtalya seferinden döndükten sonra, bütün dünyayı hükmü altına almak için son bir sefere daha çıkmak istiyordu. Bütün Batı ellerindeydi. Bütün Doğu’yu da ellerine almak için. İran’da hüküm süren Sasanî’leri, itaat altına almayı, vergiye bağlamayı düşünüyordu. Fakat İran seferini yapamadı. İtalya seferinden sonra, dolunaylı bir gecede, sarayında büyük bir toy-düğün yapan Attila, o gece ildiko adında çok güzel bir prensesle evlenmişti. O zifaf gecesinde, bir iç kanama sonunda, ağzından burnundan kan gelerek öldü (453). Cesedi inceleyen kam, “Suikast yok, ağabeyi Buda...
Attila
Batılılar, Attila için, kendilerini cezalandırmak amacıyla Tanrı tarafından gönderildiğine inanıyor ve ona “Tanrı’nın Kırbacı” diyorlardı. Attila Batı Hun İmparatorluğu‘nun Hakanı Rua, 434 yılında ölünce, Hunların başına Muncuk’un oğulları Attila ile Buda (Bleda) geçtiler, iki kardeş, babaları öldüğü zaman, hakan olacak yaşta ve durumda değillerdi. Hakanlığa, kendi gücü ve beğlerin desteği ile Rua gelmişti. İkinci amcaları Aybars, Doğu Kanadı Eliği (il beyi, kralı), üçüncü amcaları Oktar ise Batı Kanadı Eliği olmuşlardı. Attila ve Buda, bu üç amcalarının yanında ve himayesinde yetiştiler. Rua’nın ölümünden sonra hakan olan Attila 39-40 yaşlarında idi. O, amcası Rua’nın yıllarca sağ kolu olarak görev yaptığı için, devlet idaresini...
Uygur Edebiyatı
Bu yazı, Uygur Edebiyatı hakkında bilgi vermek amacıyla eklenmiştir. “Erdemli kişi bir cevherdir; erdemsiz kışı ise ayakkabı astarından farksızdır.” Uygur Edebiyatı Uygur Türkleri 745 yılında Göktürkleri devirerek büyük Türk Hakanlığının başına geçtikten sonra, Orhun yazısını bir süre kullanmaya devam ettiler. Bu devirde dikilen bazı Uygur bengütaşlarındaki kitabeler Orhun yazısı ile yazılmıştır. Bunlardan biri “Tengride Bolmış İl Etmiş Bilge Kağan” unvan ile anılan Moyen-Çor Kağan’a aittir. Fakat üçüncü hükümdarları Bögü Kağan zamanında “Mani” dinini alan Uygurlar, millî Orhun yazısını bırakıp Soğd dilinin (İran kökenli ve şimdi unutulmuş olan bir dil) yazısını aldılar ve geliştirdiler. Bugün, Uygur yazısı dediğimiz bu yazı, 3’ü...
Uygur Kültürü
Avrupalılardan yüzlerce yıl önce matbaayı biliyor, kitap basıyorlardı. Araplara ve Avrupalılara kâğıt yapmayı, yüksek Uygur Kültürü oluşturan Uygur Türkleri öğretmiştir. Uygur Kültürü – Dil ve yazı Uygur Türkleri her bakımdan yüksek bir medeniyet kurmuş, zamanımıza çok değerli eserler bırakmışlardır. Bilim, sanat, idare bakımından bütün Asya’yı etkilemiş, Araplara ve Batılılara birçok konuda örnek olmuş, bilgi ve teknik aktarmışlardır. Uygur Türkleri Altay dil grubunun “Hakaniye” lehçesini konuşurlardı. Eski Türk edebiyatının en değerli eserleri olan Divanû Lûgat-it Türk, Kutadgu-Bilig, Atabet-ül Hakayık… gibi altın kitaplar Türkçe’nin bu lehçesi ile yazılmışlardır. Uygurlar bir süre Türklerin millî yazısı olan Orhun alfabesini...
Ergenekon Destanı
Bu içerik, en çok bilinen ve adı en çok geçen Ergenekon Destanı hakkında bilgi ve referans vermek amacıyla eklenmiştir. Ergenekon Destanı Türk boylarından birinin öbür boylar tarafından yok edilmesi, kurtulan tek çocuğun bir dişi kurt tarafından beslenmesi, sonra bu çocuktan ve kurttan türeyen soyun çoğalması, düşmandan öç alması… Bozkurt efsanelerinin ana temi işte budur. Göktürklerin asıl destanı “Ergenekon Destanı”dır. Fakat bu destanda kurt ikinci planda kalmakta, sadece Türk başbuğunun özel ismi olarak yer almaktadır. Bu destan besbelli yüzyıllar boyu Türk toplumları arasında söylenegelmiştir. Onu halk arasında dolaşarak derleyen ve ilk defa yazıya geçiren ünlü tarihçi Reşidüddin Tabib’tir. 1248-1318 yılları arasında yaşamış...
Geri
Üst Alt