Tarihi Yazılar

Saka Destanı
Bu yazıda Büyük İskender’i durduran bir Türk boyunun destanı olan Saka Destanı hakkında ve Türkmen boyları ile ilgili bilgiler aktarılacaktır. Saka Destanı İskender Semerkand’ı geçmiş, Türklerin illerini almaya geliyordu. Hakan Şu, Balasagun yakınındaki kalesinde bir şey yapmadan oturuyor, kimseye bir şey söylemiyordu. Bazı küçük devletler gibi doğuya çekilmemişti. Savaşa da hazır görünmüyordu. Beyleri hakanın huzuruna çıkıp sordular: “İskender yaklaştı, onunla savaşacak mıyız, buyruğun nedir?” Beylerin bildiğini hakan bilmesin olmazdı. Ama hakanın bildiğini beğler bilmiyordu. O, 40 kumandanını öncü olarak Hücend Irmağı kıyılarına göndermişti bile. Bunlar gizlice gittikleri için beylerin haberi olmamıştı. Hakan asıl haberi...
Uygur Destanları
Öteki Türk destanlarında olduğu gibi Uygur Destanları da ana unsurlar olarak “mavi ışık”, “kurt” ve “anayurt”’u öner çıkarırlar. Bu destanlar, bir karış toprağını, bir tek taşını feda etmemek gerektiği hususunda bir uyarı niteliği taşırlar. Uygur Destanları “Dokuz Oğuz-On Uygur” Türklerinin iki destanı vardır. Birinci destan Uygurların türeyişi ile ilgilidir ve bu, onların bir kurttan türediklerini anlatır. İkincisi “Göç Destanı”dır. Uygurların Ötüken’den Tarım havzasına niçin göç etmek zorunda kaldıklarını anlatır. Birinci destan Çin kaynaklarında, ikinci destan ise hem Çin hem İran kaynaklarında yeralmakta ve birbirlerini tamamlamaktadır. İkinci destanın bir özelliği de hakanların kötü idaresi ve millî birliğin bozulması halinde...
Göktürk Destanları
Bu yazı Türk tarihine damgasını vurmuş, kulaktan kulağa nesillere aktarılmış Göktürk Destanları hakkında özet bir bilgi niteliğindedir. Göktürk Destanları Eski Türklerde ‘bozkurt’ bir ongun, kutlu bir semboldür. Destanlarında atalarını kurda benzetir, “kurt ana” dan türemiş olduklarını da söylerler. Bu inanış Göktürklerden önceki Türklerde de, meselâ Hunlarda da vardır. Tarih içinde kurtla ilgili efsaneler değişen, başkalaştırılan anlatımlarla devam edip gelmiştir. Göktürklerle ilgili bozkurt efsanesini Çin kaynaklarından öğreniyoruz. Çin’in Çu hanedanı tarihinde iki ayrı şekilde rivayet edilmektedir. Birinci rivayet Birinci rivâyete göre, Hun soyundan olan Göktürkler, başbuğları Kapanpu’nun idaresinde bulundukları bölgeden...
Alp Er Tunga Destanı
Alp Er Tunga Destanı isimli yazımız, büyük Türk kağanı Alp Er Tunga’nın destanlaşmış hikayesi hakkında bilgiler içerir. Alp Er Tunga Destanı Alp Er Tunga derler bir kağan vardı, Ona yeryüzü dar, gökyüzü dardı. Tuğ yapmıştı gökyüzüne güneşi, Bilgelikte dahi yoktu bir eşi. Gök-Türk, Uygur, Karluk ve Karahanlı, Daha nice Türkler, adları şanlı, Onu özlerine ata saydılar. Utkusunu dört bucağa yaydılar. Uçmağa varınca ol ulu kağan, Yıkıldı üstlerine gök kurıkan… Anca kanlı yaş doküp yoğladılar. Çığrışıp ağladılar, ağladılar… Alp Er Tunga’nın M.Ö. 7. yüzyılda yaşamış, çok sevilen, kahraman bir Türk hükümdarı olduğunu biliyoruz. Belgeler onun “Türk beğleri içinde adı ve kut’u ile tanınmış, bilgili, erdemli, büyük illeri elinde tutan...
Türklerin Destanlar Devri
Türklerin Destanlar Devri isimli bu yazı, destan yaratmaktan destan yazmaya fazla zaman bulamayan ecdadımızın bazı destanları ile ilgili bilgiler vermek amacıyla eklenmiştir. Türklerin Destanlar Devri Tarihçilerin, Türk devletlerinin tarihini, Türklükleri her bakımdan ispatlanmış olan Büyük Hun imparatorluğu ile başlattıklarını söylemiştik. Türkler elbette daha önceki yüzyıllarda sivil ve askerî teşkilata sahiptiler, güçlü devletleri vardı. Kökenlerini, dünyanın, evrenin yaradılışına kadar uzatan destanları da vardı. Bunları savaştıkları devletlerin tarihlerinden, yıllıklarından öğreniyoruz. Ne yazık ki o erken dönemlerde yaşamış Türk devletlerinin tarihini kronolojik ve çok boyutlu olarak anlatan Türkçe belgelere henüz sahip değiliz...
Oğuz Kağan Destanı
Oğuz Kağan Destanı, Hun Türklerinin destanıdır. Fakat bu destanın bugün elimizde bulunan parçası, İslâmiyet’ten sonra, 13. yüzyılda, Uygur Türkçesiyle yazıya geçirilmiştir. Aslında destan çok uzundu. Bugün “Dede Korkut Hikâyeleri” diye bildiğimiz yazılar, o destanın İslâmî geleneğe adapte edilmiş bölümlerinden başka bir şey değildir. Aşağıda bugünkü Türkçe ile sunacağımız ve apayrı bir bölüm olarak yazıya geçmiş parça, İslâmiyet’ten sonra yazılmış olmasına rağmen, orijinalliğini oldukça korumuştur. Oğuz Destanının bu ayrı bölümünün bugün tek bir yazma nüshası vardır, o da Paris’teki “Bibliothèque Naionale” dedir. Bu kütüphanenin “Türkçe Eserler” seksiyonunda 1001 numara ile kayıtlı bulunuyor. Oğuz Kağan Destanı Bu yazma günümüz...
Altın Elbiseli Adam
Türklerin geçmişini aydınlatan ışık Altın Elbiseli Adam kurganında çıkan bir tabak üzerinde iki satırlık yazıydı ve 2500 yıl önce yazılmıştı. Altın Elbiseli Adam Türk tarihinin parlak geçmişine belge ve anıtlarla, Altın Elbiseli Adam’ın da bulunduğu, atalar yadigârı kurganlarla ışık tutan coğrafî bölgelerden biri İşık Göl civarıdır. Kuzeydoğusunda Aladağlar’ın, güneydoğusunda Tanrı Dağları’nın uzandığı bu göl, bugünkü Kazakistan Muhtar Cumhuriyeti’nin başkenti Alma-Ata ile, Kırgızistan Muhtar Cemiyeti’nin başkenti Frunze (Pişpek)nin yakınında, bu şehirlerin güneyinde yer alır. Yüzölçümü 6200 kilometre karedir. Bu bölge, Karakurum gibi, Ötüken gibi, yüzlerce, binlerce yıldan beri Türklerin kutlu merkezlerinden biridir. Bugüne kadar bu...
Eski Türkler nelere taparlardı
Türkler hiçbir zaman putlara, kurtlara, kuşlara tapmadılar. Peki Eski Türkler nelere taparlardı? Eski Türkler nelere taparlardı Binlerce yıllık Türk tarihini aydınlatan yeni yeni belgelerin bulunmakta olduğunu belirttikten sonra, bunların bulunmasındaki gecikmeyi, büyük yapıların, heykellerin, barkların neden çok bulunmadığını kısaca açıklamayı, eski Türklerin göçebelikleri, inançları, yaşayışları ve karakterleri hakkında bir özet bilgi vermeyi gerekli görüyoruz. Putlarını kendileri yapan, yaptıklarına tapan insanlar olmadılar. Bilinen bir gerçektir ki puta tapmış olan eski milletler (devletler, imparatorluklar), meselâ Sümerler, Mısırlılar, Yunanlılar, Romalılar, İranlılar, Mayalar, Aztekler vb… en güzel, en büyük heykelleri...
Kürşad İhtilali
Türklerden tamamen kurtulmayı ve Türk halkını yok etmeyi düşünen Çinlilere karşı yapılan ihtilallerin en bilineni Kürşad İhtilali olanıdır. Kürşad İhtilali Doğu Türk Hakanlığını yıkan ve kağan soyundan olanları başkentlerine götürüp bunlara kontrol altında tutabilecekleri görevler veren Çinliler, Türklerden tamamen kurtulmak için Türk halkını yok etmeyi, Çinlileştirmeyi düşündüler. Onun için Türklerin büyük bir bölümünü Çin Seddi boyuna yerleştirdiler. Fakat bu baskı Türklerin direncini arttırmaktan başka bir işe yaramadı. Dillerine, örf ve âdetlerine sımsıkı sarıldılar, öc almak için bilendiler. 50 yıl süren esaret hayatında fırsat buldukça baş kaldırdılar. Bu baş kaldırmalardan biri Türk tarihinin altın sayfalarını oluşturur ve...
Geri
Üst Alt